MUSA APUHAN

İŞİNİZ ZOR ANNE VE BABALAR…AMA SİZ ZORUDA BAŞARIRSINIZ….     

26 Şubat 2023 Pazar 11:35

Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki bazen çocuklarımızı koruyalım derken kendimizi kaybediyoruz bazen de onları kazanalım derken hepten kaybediyoruz. 
Çocukların doğmasıyla beraber biz anne ve babalarda bir telaş ve bir planlama heyecanı başlıyor. Daha kundakta zıbınlı bebekleri hayata hazırlayalım, onlara çok şeyi hata her şeyi öğretelim, bizleri, hayatı, yaşamayı sevsinler diye dokumaya yanlış yerden başlıyoruz. 
Bazen anne baba olduğumuzu unutuyor adeta bir heykeltıraş edasıyla bir an önce sanatım ortaya çıksın moduna giriyoruz. Oysa çocuklarımız bir sanat eseri değil bizler de sanatçı değiliz. 
Anne ve baba hayatta olduğu sürece çocuğun imarı ve inşası bitmiyor o zaman anne ve baba her şeyden önce sabrı öğrenecekler. Bebeklerini başka bebeklerle çocuklarını başka çocuklarla kıyaslamayacaklar. Bu durum ebeveyni sinirli yapabilir bu sabırsızlık ve acelecilik sinirliliği sinirlilik bozuk bir psikolojiye sebep olur.
Çocuk tarlaya atılan tohumun filizlenmesi halidir. Anne ve baba ise birer çiftçi. Sizler o filizi yabani ve zararlı otlardan koruyup temizlemezseniz, sulamasını zamanında ve ölçülü yapmazsanız, etrafına çit çekip onu koruyamazsanız, o iyi bir başak tutmaz veya başaklar iyi dane vermez.      
İnsanlık tarihiyle beraber ebeveyn ve çocuk arasındaki ilişki fazla değişmemiştir. Tarih boyunca çocukların temel fizyolojik ihtiyaçları olan beslenme, giyinme, korunma, güvenlik ve psikolojik hazırlık görevi ebeveyn tarafından yerine getirilmiştir
Çocukların farklı psikolojik yapıda olmalarının temel sebebi çok önemlidir. Sevgi ortamında büyüyen çocuklar ve sevgisiz ortamda büyüyen çocuklar. Sevgi ortamında büyüyen çocukların danelerle dolu bir başak gibi iken sevgisiz büyüyen çocukların ise boş başaklar gibi olduğu görülmüştür
Çocukların hepsi bir değil hepsi farklı-farklıdırlar. Bütün çocukların Dünyaları farklı algıları farklı birinin hoşuna giden diğerine itici ve nahoş gelebilir. Çocuğunuzu bütün özelikleriyle tanıyın ve ona göre yetiştirin. Aksi takdirde ileriki yaşlarda ebeveyn olarak birçok zorlukla karşılaşabilir siniz. Çocuğu da sorunlu bir hayatın içine itmiş olabilir siniz.
Çocuklarımızı yetiştirirken en fazla yaptığımız hata ama ben çocuğumu çok seviyorum iddiasıdır. Elbette ki çocuğunuzu çok seviyorsunuz her anne ve baba gibi. Peki çocuğunuza bu sevgiyi doğru verebiliyor musunuz? Oysa sevgi Allah tarafından insanın fıtratına yerleştirilmiş genetik hal almış bir olgudur. Demek ki temel mesele nedir? Mesele çocuğa sevgimizi nasıl verdiğimiz ve nasıl bir iletişim içinde olduğumuzdur.
Sevgili anne ve baba sizin çocuğunuz da her çocuk gibi hata yapar. Böyle bir durumda hemen ona kızıp eleştirmeyin. Yaptığı şeyin hata olduğunu ona sonuçlarıyla birlikte gösterin ki çocuk bunu tekrar yapmasın
Her çocuk anne, baba ve çevresi tarafından fark edilmek ister onun için çocuğunuzun yapmasını istemediğiniz davranışlarını o yaparsa da siz görmeyin yapmasını istediğiniz şeyleri yapınca mutlaka bunu görün ve bu iyi davranışından dolayı onu ödüllendirin böylece çocuk onu daha fazla fark edesiniz diye sürekli bu olumlu davranışları yapmaya çalışır.
Bu soruyu ebeveyn olarak mutlaka kendimize soralım biz çocuğumuzu ne kadar dinliyoruz? Eğer biz çocuklarımızı dinlersek çocuk öncelikle içini bize döker ve rahatlar daha sonra kendi sorununa çözüm aramaya başlar ama daha bir özgüvenle. 
Mesela; çocuğunuz arkadaşlarına takıldı ve akşam eve geç geldi bundan dolayı çocuk içeri girer girmez neredesin bu saate kadar ne yapıyorsun dışarılarda soytarı mısın sen? demek yerine bak oğlum işten yorgun argın geliyorum seni evde göremeyince aklım sende kalıyor ve dinlenemiyorum. Diyerek meramımızı daha doğru ifade etmiş ve mesajı da doğru vermiş oluruz 
Bu mesajı verirken aslında yaptığının yanlış ve cezalandırılması gereken bir durum olduğunu da ona hissettirin “Bir daha bu saatlere kadar dışarılarda gezmek yok “ yerine “ Bir daha ki sefere eve geç kalırsan telefon et haber ver” diyerek duygularınızı ifade edin.
Özelikle sevgili anneler bu sözüm size çocuğunuza bir şeyleri anlatırken vücut dilinizi kullanın öğrenmeleri için çok daha etkili olduğunu göreceksiniz. “Odan çok dağınıktı toplayana kadar belim tutuldu” bunu söylerken mutlaka yüzünüzü buruşturup belinizi tutun bu onda daha etkili ve kalıcı bir etki bırakacaktır.
Her çocuğun dünyası farklıdır ve her çocuk bir dünyadır bu nedenle çocuklarınızı çok iyi tanıyın. Sizin çocuğunuz görsel şeylerden daha fazla hoşlanıp etkilenebilir bir başkasının çocuğu başka şeylerden bu durumda bir genellemeye gitmeyin ama çocuğunuzla iletişim kurarken mutlaka onun seviyesine inin ve onun anlayabileceği tarzdan cümleler kurun.
Çocuğunuzun doğumundan ölümüne kadar onun hayatının mimarı olduğunuzu unutmayın. Siz çocuğunuzun eline bir ahlak kitabı verir ve ahlaklı bir şekilde yaşarsanız sizin çocuğunuz büyüyünce bir ahlak ve erdem abidesi olacaktır.
Sakın çocuğunuza karşı kapalı olmayın. Ona karşı açık olun ve söylemek istediklerinizi de açık bir dille ifade edin. Onu doğru istikamete yönlendirin ve bu yolda onu cesaretlendirin.
Bir çocuğun başarması ondaki heves ve özgüvenle doğru orantılıdır.
Haydi anne ve babalar biliyorum işiniz zordur ama sizler çocuklarınız için zoru başarmayı seversiniz. 
Not: yukarıda ifade ettiğimiz bütün her şeyi bir anlık unutun ve ülkenin tamamını etkileyen depremden sonra her şeyini ve herkesini kaybetmiş çocukları düşünün.
Birde şunu unutmayın onlar artık sizin çocuklarınız
Geçmiş olsun güzel ülkem.
 

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #
solhangazetesi.com